17 Aralık 2012 Pazartesi

epey oldu yazmayalı...

Sevgili blogçuğum, maalesef, iki kelam yazı yazamadım çoktandır. Bir baktım ki yazmayalı neredeyse yedi ay olmuş. Arada iki üç hızlıca kaleme alınmış yazılar yazabilmişim ama kayda değer bir şey yok. Bu bloğun hazırlanış amacına uyan, şöyle uzun uzun dertleştiğim, gün gün sevincimi paylaştığım, heyecanımı anlattığım bir tane bile yazım yok. Hiç mi bir şey olmadı bu yedi ay... Olmaz olur mu!! Çok uzun zaman sonra ilk defa kocaman bir yaz ayını eskisi gibi annemler le birlikte yazlıkta geçirim.Bir de küçücük sürpriz yumurtamla birlikte...Çok çok güzel günlerdi. Allah bana her şeyi bıraktığım gibi  buldursun.Umarım böyle bir fırsatı tekrar bulma şansım olur.
Hayatımda yepyeni bir başka sayfa daha açıldı.Yaşadığım huysuz ve tatlı İstanbul'u terk edip, yeni bir ülkeye taşındık.Üstelik bir de küçücük sürpriz yumurtamız var yanımızda.Hayat nelere kadir. Aklıma bile gelmeyenler bir anda başıma geliveriyor. Şu son üç seneye neler sığdı neler. Bir evlilik, bir bebek, bir yeni ülke... Birine alışmaya çalışırken biri daha geliverdi. Günler su gibi akıyor. Buraya geleli neredeyse bir koca ay oldu. Alıştık mı evet alıştık. Yabancı bir ülkede yaşamanın tabiki çok güzel yanları var. Ama zorlukları da var. Bir kere şu anda anlaşabilmek için inanılmaz mücadele vermem gerekiyor.İki yabancı dil bilen ve Avrupa tatillerimde hiç bir zaman dil sıkıntısı yaşamayan ben burada maalesef ne anlıyorum ne de anlatabiliyorum.Konuşmak benim için bir nevi sürekli "tabu" oynamak gibi oldu.Bir an önce kolları sıvamalı ve yeni bir dil öğrenmeye başlamalı... Başlamalı da bu nasıl olacaksa. Emiro bütün enerjimi ve zamanımı alıyor.Acaba bütün anneler benim gibi mi yoksa bu benim beceriksizliğim mi?

Emiro her gün daha bir başka tatlı.Minicik bir bebekken şimdi bıdı bıdı yürüyen bir küçük çocuk oldu.Resmen küçük bir papağan.Her şeyi taklit ediyor.Beni çok güldürüyor.Geçenlerde televizyonun düğmesine basıp kapatıyordu, parmağımı sallayıp hayır dedim yüksek sesle.Şimdi kızdığı ve istemediği bir şey yapıldığında, o da parmağını sallayıp "hayaaaa" diye bağırıyor. Ben yemek yeme savaşlarımız sırasında yere dökülenleri peçete ile sildiriyorum.O da bunu görmüş, az önce bir ıslak mendili eline almış yeri siliyordu:)

Her şey iyi hoş da buralarda hava bir acayip soğuk. Şu anda mesela camdan bakılınca mavi bir gökyüzü ve güneşli bir hava fakaaaat  bir farkla sadece ve sadece    -10 derece.Veee bu daha bir başlangıç. Emiro ve benim dudaklarımız çatlıyor dışarı çıkınca.Şimdi buralara uygun mont , bere, eldiven bakıyorum kendime.Burada baktım bir şeyler buldum ama almadım bir de İstanbul'a bakayım dedim.Emiro'ya astronot tulumu aldık. onu giydiriyorum dışarı çıkarken çok tatlı:)

Emiro ve ben buraya geldiğimizde hastaydık. Çok feci grip olduk. Bizi bayağı yordu bu hastalık. Üstüne üstlük bir de uçağa bu halde salya sümük bindiğimiz için basınç bizi çok daha fazla etkiledi. Burunlarımız zaten tıkalıydı, bir de kulaklarımız tıkandı tam oldu. Benim grip neredeyse 3 hafta sürdü.Grip bitti ama maalesef sinüzite döndü. Hayatımda ilk defa inanılmaz baş ağrıları yaşadım.Velhasıl ilk haftalarımız hastalıkla uğraşarak geçti.Teyzoş da bizimle birlikteydi. Güzel güzel gezip yeni şehri keşfetmek varken, evden dışarı adım atamadık.Üstelik havalar da o günlerde  buranın en güzel havalarıymış.Biz kaçırmışız...

Gelgelelim asıl sıkıntıma. Emiro hastalıktan sonra yemez oldu... Ne yaptım ne ettimse yediremiyorum.Ek gıdaya yeni başladığımız ilk günlere geri döndük. Bir lokma yemiyor.Her yemek seansı işkenceye döndü.Yer gök batıyor. Resmen savaşıyoruz. Sonuçta pes ediyorum ve yediremeden kaldırıyorum.Bu durum beni çok ama çok üzüyor. Ne yapacağımı şaşırdım kaldım.Bana yardım edin eyyy tecrübeli anneler... Ne yapacağım da ben bu Emiro'ya yemek yemeyi tekrar öğreteceğim.Her şeyi ağzına alıyor ve geri tükürüyor.Resmen  zayıfladı .Bakalım Yarın Türkiye'ye geliyoruz.Oturum izni almak için başvuru yapacağız.Bu arada doktorumuza da gideceğiz.Kilo ve boyumuz ne olmuş göreceğiz...

Anlatacak çok şey var ammaaaaa;

1) Emiro uyandı.
2) Eşya ve bavul hazırlanacak
3)Kocacığıma yemek hazırlanıp, bırakılacak.Zira o bizimle gelemiyor.Biz Emiro, teyzoş ve ben geliyoruz.
4)Emiro'nun kirli çamaşırları yıkanacak ve serilecek.
5)Emiro parka götürülecek.

vs.vs.vs.vs...........

Beni bekleyin anacımmmmm.....

6 yorum:

  1. Ooo çok iş bekliyor koşarak kaç sen:))Hayırlı olsun yeni eviniz.Yurt dışında yaşamak dediğin gibi hem zor hem çok güzel.Bir kere Türkiyeden daha sakin ve düzenli herşey.Daha temiz,daha çok doğaya sahip çıklıyor.Zorluğu ise kültür ve dil farkı.Zamanla oturur herşeyyerli yerine.Yemek konusunda tecrübeli sayılmam ama uzmanların hep ısrar etmeyin dediklerini duyuyorum.Duyuyorum da dinliyor muyum,hayır:)Çok öpüyoruz:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cok tesekkur ederim canim:)Umarim dedigin gibi zamanla oturur hersey:)yemek konusunda israr etmiyfyim diyorum icim elvermiyor:) vermesem oyle ac ac duracak saatlerce. Ne yapicam bilmem? Yemeyince cok zormus... İnsallah gecici bir donemdir. Bekliyorum bakalim:) biz de sizi optuk kocaman:) uzak diyarlardan sevgiler:)

      Sil
  2. Senden böyle uzun bir yazı okuduğuma çok sevindim, merak ediyordum haliniz keyfiniz yerinde mi diye. Hastalıklarınızı atlatmışsınız, ziyarete bile geliyorsunuz ne güzel. Emiro'nun yememesi geçicidir annesi, ama bilirim yemeyince çok üzülüyor anneler, tam da bugün sürekli kafasını kaşığın ters yönüne çevirdi bizim minik. Bol iştahlı günleri olsun:)

    YanıtlaSil
  3. Ne guzel :) bizi merak eden birilerinin olmasi hem de yuzyuze tanimadigim halde:) yuzumu gulduruyor , icimi isitiyor:)
    Umarim yemek olayi dedigin gibi gecicidir. Bu durum beni gercekten uzuyor. Sabirla bekleyip gorecegiz:) tum bebeklere saglik ve istah diliyorum. Annelerini uzmesinler:) sevgiler:)

    YanıtlaSil
  4. Profil resmindeki yavrunuz sanırım cooook tatlıymısss. masallah

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cok tesekkur ederim:) o benim minik kuzum:) sevgiler:)

      Sil